Skip links

İngilizce Öğrenirken Umutsuzluğa Kapılanlara Özel Tavsiyeler

Bazen kelimeler zihninde dolaşır ama ağzından çıkmaz. Gramer kuralları birer tuğla gibi üst üste dizilir ve altında ezildiğini hissedersin. İngilizce öğrenirken umutsuzluğa kapılmak, düşündüğünden daha yaygın. Ama bu, vazgeçmek için bir sebep değil. Belki de sadece yöntemini değiştirmen gerekiyordur.

Hadi, içindeki o sıkışmış sesi özgür bırakalım. Bu yazı, İngilizce yolculuğunda durup nefes alman, toparlanman ve yeniden başlaman için var.

Zorlanıyorsan, Gelişiyorsun

İngilizce öğrenirken her şey kolay olsaydı, öğrendiğini unuturdun. Zorlanmak, beyninin yeni bağlantılar kurduğunun işaretidir. Her “anlamıyorum” dediğin an, zihninde bir devrim başlıyordur. O yüzden, motivasyonunu kaybettiğinde kendine şunu hatırlat: Şu an öğrenmenin tam ortasındasın.

Hata yapmak, öğrenmenin en samimi şeklidir. O yüzden yanlışlardan utanmak yerine onları sarılacak birer dost gibi gör. Çünkü sen sustuğunda, ilerleme de durur.

“Hızlı Öğren” Tuşu Yok, Ama Ritim Var

İngilizce öğrenirken umutsuzluğa kapılmak genellikle başkalarıyla kıyas yapmaktan kaynaklanır. Biri üç ayda konuşmuş, biri dizileri altyazısız izliyormuş… Peki senin ritmin ne? Belki sen yavaş öğreniyorsun ama bir öğrendiğini unutmuyorsun.

Kendine karşı nazik ol. Her gün bir kelime öğrenmen, bir haftada yedi yeni pencere açman demek. Bu küçük pencereler birleştiğinde kocaman bir dünya olacak.

Kurallar Değil, Hikâyeler Hatırlanır

Gramer kitapları kalın olabilir ama hikâyeler hafif taşınır. Bir kuralı ezberlemektense, onu bir hikâyeyle öğren. “Present Perfect” sadece bir zaman değil, belki dün gördüğün rüyayı anlatmanın kapısıdır.

İngilizceyi yaşamına entegre ettiğinde, onunla kurduğun bağ güçlenir. O yüzden sevdiğin bir diziyi İngilizce altyazıyla izle, bir şarkının sözlerini çevir ya da komik bir diyalog yaz. Dil öğrenmek sadece bir görev değil, aynı zamanda bir ifade şeklidir.

Duraksamak, Pes Etmek Değildir

Bazı günler hiçbir şey yapmak istemeyebilirsin. İngilizce çalışmak bile gözünde büyür. İşte o anlarda dur. Ama geri dönmek üzere dur. Kendine bir mola ver. Kahveni al, sevdiğin müziği aç, ama İngilizceyle bağını koparma.

O gün tek bir kelime bile öğrenmesen olur. Önemli olan o köprüyü tamamen yıkmamak. Çünkü sen tekrar dönmeye karar verdiğinde, o kelimeler seni bekliyor olacak.

Bu Yol Senin Hikâyen

İngilizce öğrenirken umutsuzluğa kapılmak, aslında bu yolculuğun doğal bir parçası. Herkesin hikâyesi farklı. Seninkisi belki daha inişli çıkışlı ama kesinlikle daha derin ve gerçek.

Ve unutma, bu dil sadece sınavlardan geçmek ya da cümle kurmak için değil. Bir gün birini etkilemek, başka bir ülkede yolunu bulmak, ya da sadece “ben yapabildim” diyebilmek için var.

İngilizce öğrenirken düştüysen, sadece biraz dinlen. Sonra kalk ve kelimelerinle yeniden yürümeye başla. Çünkü bu yol, senin sesini dünyaya duyurma yolun olabilir.